BİR ADAM BİR KADIN BİR SEVDA



Omuzları düşmüş yürür sahil boyunca bir adam. 
Ağlayamadıkça yüreğini kara bulutlar kaplar. 
Ağzı yanmıştır sevdadan. 
Benzi solmuştur acıdan. 
Kapamıştır kalbini tüm sabahlara.
Dost edinmiştir kendine geceyi vurmuştur acıyı karanlığa. 
Tüketmiştir müptelası olduğu tüm umutlarını. 
Çekip çıkmıştır tüm aşklarından. 
Elleri ile uğurlamıştır sevdam dediği kadını.

Taşıyamadığı bedenini salıverir rastgele bir banka kadın. 
Şimdi o parlak güneşli günleri gürültülü bir sağnağa bırakmıştır kendini. 
Saatlerce oturur o bankta, herşeyi unutmak isteyen yanlarını sarıp sarmalar kollarıyla. 
Bir ürpertidir dünya onun için artık.
Bırakır gür kirpikleri arasından umutlarını. 
Her bir düşen umutta bir şehir ağlar, zaman ağlar. 
Çekmiştir sürgülerini tüm kapılarına camlarına. 
Soldurmuştur baharı müjdeleyen saksılarını. 
Kırmıştır ağacının dallarını saçaklarını. 
Vurmuştur tüm acılarına kilitlerini.
Söndürür yüreğini kavuran tüm kandilleri.
çarpıp çıkar yaşamın kapısını.
Ardına bakmaksızın terk eder zat-ı şahanesi bildiği adamı...

İşte bir sevda böyle kül olur.
Bir adam böyle yok olur. 
Bir kadın böyle hiç olur. 
İşte bir sevda böyle ağlar o ağladıkça bir şehir böyle kanar.



Yazının tüm hakları korunmaktadır.